|
|
SAVAŞIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
M.TANJU AKAD(Savaş
Tarihçisi)
Son savaşın
düşündürdükleri (önem veya anlam sırasına göre değildir).
1. Irak'a hücum, büyük bir savaşlar dizisinin küçük bir parçasıdır.
Bu dizide savaşlar arasında kısa veya çok uzun fasılalar olabilir.
Artık Irak savaşına değil sonrasına bakmalıyız.
2. Türkiye bu dizinin uzun hedeflerinden birisidir. Batı dünyası
Türkiye'yi dışlamaktadır. Türkiye ağzıyla kuş tutsa batıya
yaranamayacaktır. Teslimiyet ise bunların planlarını değiştirmez,
tam tersine hızlandırır. (Türkiye'nin AB'ye gireceğini sanan
saftirikler de acaba şimdi biraz akıllanmışlar mıdır?)
3. Elli yıldır Amerika'nın temeldeki düşmanlığına dikkat çekenlere
işkence eden işbirlikçiler şimdi bakalım ne yapacaklar? Türkiye er
geç ABD ile daha sert biçimlerde karşı karşıya gelecek. ("Amerikancı
sözde milliyetçilerin"!!! şimdi TV'lerde nasıl ıkınıp sıkındıklarını
izliyoruz/Almancıları da Avrupa Birliği konularında benzer halde
görmüştük. Avrupalılar adına konuşup Türkiye'ye karşı bahaneler
bulmaya çalışıyorlardı). ABD son 29 yılın büyük bölümünde Türkiye'ye
açık veya gizli ambargo uygulamıştır. Son örtülü silah ambargosu
1991'den beri sürüyor. Yani bu işin planlarının ne kadar eski olduğu
ortaya çıkıyor.
4. ABD'nin bölgedeki yeni işbirlikçileri Kürtlerdir. ABD onları
kullanıp harcayacaktır. Bu nedenle Kürtlerin ve onlara özel bir
sempati duyanların (yani işbirlikçilerin işbirlikçilerinin)
uyarılması gerekir. Uyaralım ki efendilik bizde kalsın.
5. Irak ABD saldırısı karşısında arazi terkederek zaman kazanıyor.
İçerilerde daha sıkı direniyor. 1991'deki gibi kitlesel teslimler
görünmüyor. 12 yıllık ambargonun öfkesi Iraklıları bilemiş
görünüyor. Bu nedenlerle ABD geçen sefer aşırı güç yığmışken, şimdi
yetersiz güç yığmış gibi.
6. Hitler ve Stalin örneklerinde de görülmüş olduğu gibi, anavatan
savunması yapanlar en acımasız diktatörlerin yönetiminde bile daha
sıkı savaşıyorlar.
7. Türkiye halkının batıcı kesimi şimdi zihinlerinde büyük bir
kırılma yaşayacak. Batı dünyasının bir parçası olmama fikrine veya
kendini iten ve düşmanlık yapan bir sisteme girmeye çalışma fikrine
(acaba nasıl) alışmak zorunda kalacak. (Kimilerinde bu bir zihinsel
travma haline bile dönüşebilirse de, bu beni üzmez.)
8. Eski teslimiyetleri tazelemek ve/veya yeni işbirlikleri ve yeni
teslimiyetler arayanlar eksik olmayacaktır. İmparatorluk bakiyesi
olan ülkelerde iktidarda ve muhalefette ve dahi tüm halkalarda
hainler asla eksik olmaz, hainsiz yaşanmaz. Ortadoğu'nun ve
çevresinin çekeceği çok şey var.
9. Iraklılar savaş konusunda tarihten ders almışa benziyorlar.
Örneğin Polonyalıların 1939'da Hitler orduları karşısındaki
yanlışlarını tekrarlamıyorlar, yani onlar gibi herşeyi savunmaya
kalkmıyorlar. Kuvvet tasarrufu yapıyorlar. Bu onlara zaman
kazandırıyor. Amerikalıların ikmal hatları uzuyor. (Gerçi şimdiki
olanaklarla mesafe faktörü eskisi kadar önemli değil). Ne var ki
Iraklılar taktik planda çok zayıflar. Ellerindeki silahları ve
olanakları yeterince etkili bir şekilde kullanamıyorlar. (İstisnalar
sonucu değiştirmez).
10. Amerika bu savaşları yapıyor, çünkü doların geleceğini kurtarmak
için bu yolu tercih ediyor (başka tercihler mevcut düşünce yapısı
içerisinde olanaksız). Bush'un gayrimeşru yollarla iktidara
oturtulması ve ikiz kuleler bu felaketlerin habercileriydi.
Alışverişin ve özellikle de petrol ticaretinin euro değil dolar ile
yapılması gerek. Ayrıca İsrail de tamamen çıkmazda. Bunu güç
kullanarak çözmekten başka bir yol düşünmek istemiyor.
11. Fransa'yı yedeğine alan Almanya'nın AB içerisindeki
hakimiyetinin yarattığı korku AB'yi parçaladı. İzaha gerek yok.
Diğer yandan Almanya ile yedek Fransa Türkiye'ye karşı farklı bir
tutum alsaydı krizin gelişmesi farklı bir yol izlerdi. Ama dışlama
politikası esas olduğu için bu yapılamazdı. Almanya bakalım Irak'a
savaş ilan eden Danimarka'ya ne yapacak veya elinden ne gelecek.
12. Hiçbir şey savaşı önleyemezdi. Bütün barış çabaları tiyatrodan
veya soytarılıktan ibaretti.
13. Kuzey'den cephe açılması başından beri psikolojik savaştı. Ciddi
değildi. Ciddi olsa idi maddi hazırlıkların en geç Kasım-Aralık
aylarında başlaması gerekirdi. Anglo-Sakson doktrini bunu
gerektirir.
Herkesin kavramlarını değiştirmesi gerekir. 1918 kavramları 1945
kavramlarının yerini almıştır. Her şey 1918'e göre cereyan ediyor.
1918'de çizilen veya çizilmeye çalışılan sınırlar tek tek
parçalanıyor. 1918'de çizilen Çekoslovakya ve Yugoslavya sınırları
yıkıldı. Şimdi sıra Ortadoğu'dan Kafkasya'ya uzanan hat üzerinde.
(MTA/NM)
|
|
|