|
|
Birleşmiş Milletlere Çağrı
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
Barış amacını hatırlamak…
Birleşmiş Milletlerin temel amacı, BM Yasası'nın 1. maddesinde
yazılıdır. Buna göre ilk iki amaç şöyledir:
1. Uluslararası barış ve güvenliği korumak ve bu amaçla:barışın
uğrayacağı tehditleri önlemek ve uzaklaştırmak ve saldırı eylemini
ya da barışın başka yoldan bozulması durumunu ortadan kaldırmak
üzere, etkin ortak önlemleri almak; barışın bozulmasına neden
olabilecek uluslar arası uyuşmazlıkların ya da durumların
düzeltilmesini ya da çözümünü, adalet ve devletlerarası hukuk
ilkelerine uygun olarak, barış yollarıyla gerçekleştirmek;
2. Ülkeler arasında, hak eşitliği ve ulusların kendi geleceklerini
kendilerinin belirlemesi ilkesine saygı üzerine kurulu dostça
ilişkileri geliştirmek ve dünya barışının sağlamlaştırılması için
elverişli her türlü öbür önlemleri almak.
Birleşmiş Milletler Yasası'nın 6. bölümü, "Uyuşmazlıkların Barışçıl
Yoldan Çözümü"(Pacific Settlement of Disputes) başlığını taşır ve
33. madde ve devamındaki maddeler konuyla ilgili hükümleri düzenler.
Burada yazılı hükümlerde devletlere uyuşmazlıkların barışçı yoldan
çözümü için yöntemler geliştirme olanağı yer alır.43. maddede ise,
Güvenlik Konseyi'nin emrine verilecek silahlı kuvvetlerden söz
edilir.
Barış bozulursa BM sessiz mi kalır?
Güvenlik Konseyi'nde daimi üyeler arasında birlik sağlanamaması
durumunda nasıl bir çözüme varılacağı konusunda, Birleşmiş
Milletler'in " Barış İçin Birlik Kararı" (Resolution on Uniting For
Peace, New york, 3 Kasım 1950,No:377 (V)" yol göstericidir. BM
anılan kararında,
"Barışa karşı bir tehdit olması, barışın bozulması ya da bir saldırı
eylemi durumunda Güvenlik Konseyi, daimi üyeleri arasında oybirliği
bulunmaması nedeniyle barışın ve uluslar arası güvenliğin
korunmasındaki temel sorumluluğunu yerine getirmezse, Genel Kurul,
barış bozulmuş ya da bir saldırı eylemi olmuşsa, barışı ve uluslar
arası güvenliği yeniden sağlamak için, gerektiğinde silahlı kuvvet
kullanılması da kapsam içine girmek üzere, alınacak toplu önlemler
konusunda, üyelere gerekli öğütlemelerde bulunmak amacıyla sorunu
gecikmeksizin inceleyecektir. Eğer o sırada Genel Kurul toplantı
içinde bulunmuyorsa, o konudaki istemi izleyen 24 saat içerisinde,
olağanüstü ve ivedi biçimde toplanabilir. Böyle bir olağanüstü ivedi
toplantı ya üyelerinin herhangi 7 olumlu oyu ile Güvenlik
Konseyi'nin, ya da Örgüt üyelerinin çoğunluğunun
Birleşmiş Milletler Yasası'nın 99. maddesi BM Genel Sekreteri'ne bir
olanak sunar: Genel Sekreter, "kendi kanısına göre, uluslar arası
barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye düşürebilecek herhangi bir
konuyu Güvenlik Konseyi'nin dikkatine sunabilir."
ABD ve İngiltere'nin Irak'a saldırısı ve işgali, "barışa karşı
işlenmiş bir suç"tur. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin
kararı olmadan ve meşru müdafaa koşulları bulunmadan
gerçekleştirilen bu savaş, bir saldırı savaşıdır. Konu Birleşmiş
Milletler'de görüşülürken ve BM mekanizmaları devrede iken
gerçekleşmiş bir saldırı olması nedeniyle durum daha da vahimdir.
Böyle bir savaş, uluslar arası hukukta, barışa karşı işlenmiş suç
olarak nitelenir. Üstelik saldırgan güçler, BM Güvenlik Konseyi'nin
iki üyesidir. Böyle bir durumda, saldırı savaşını durdurmak ve
işgale son verilmesini sağlamak, BM'nin sorumluluğundadır. Konuyla
ilgili olarak, "Barış İçin Birlik Kararı" yol göstericidir. BM Genel
Kurulu işgali sona erdirebilir. O nedenle İHD, BM Genel Sekreteri
Sayın Annan'ı ve BM üyesi ülkeleri savaşı durdurma g
Savaşta sivillerin korunması ve insanlık ilkeleri…
BM'ye ikinci çağrımız, sivillerin korunması için etkin önlemlerin
alınmasıdır. Iraklı çocuklar, kadınlar, görevlerini yapmaya çalışan
gazeteciler ve genel olarak sivil halk, ABD ve İngiliz askerlerinin
kurşun ve bombaları ile öldürülmekte ve işkence ve onur kırıcı
muameleye maruz bırakılmaktadırlar.Yazılı ve görsel basında
gördüklerimiz ve okuduklarımız, tam bir vahşetin yaşandığını
göstermektedir. Irakta evler basılmakta, sivil insanlar gözaltına
alınmakta, onur kırıcı muameleye maruz bırakılmaktadır. ABD ve
İngiliz kuvvetleri, misket bombaları ile, füzelerle, tanklarla ve
ellerindeki diğer silahlarla siviller üzerinde terör estirmektedir.
İnsancıl hukukun temel ilkeleri ihlal edilmektedir. Birleşmiş
Milletleri, insancıl hukukun sivillerin korunmasına yönelik
hükümlerinin yerine getirilmesi konusunda gerekli önlemleri acilen
alm
Bugün için ülkeleri işgal edilmiş Irak halkını koruyucu bir gücün
bulunmadığı düşünülebilir. Ama unutulmamalı ki, dünyanın barışsever
kamuoyu, büyük bir çoğunlukla, bu haksız saldırı savaşına karşı
çıkmaktadır.İnsanlık ilkeleri bombalardan güçlüdür ve siviller
insanlık ilkelerinin koruması altındadır.
Savaşa hayır! Yaşasın barış!
Yaşasın dünya halklarının kardeşliği!
|
|
|