Emekçilerin 
Kurtuluşu
Kendi
Eserleri
Olacaktır.

                 
K. MARKS

 


YENİ SÖMÜRGECİLİK
VE YAĞMANIN ANLAMI

DOĞAN T. KAYA
Sosyolog-Eğitimci

Kültür bir milletin tarihsel gelişim koşulları içerisinde yarattığı maddi ve manevi değerler bütünüdür.Her ulusun geçmişinde yaratılan değerler tarihsel süreç içerisinde gelişerek içinde yeşerdiği coğrafyanın varlık koşullarını da belirler. Bu unsurlar dini ritüellerden tutalım da , ilkçağın büyük medeniyetlerinden kalan nice tarihsel eserin günümüze kadar gelen tarihsel yazılı ve görsel materyali sayılabilir. Geçmiş medeniyetlerden milletlere kalan bu eserler o toplumda ;bir arada yaşama ,dayanışma uluslaşma bilinci,ortak düşmana  karşı birlikte savaşma...gibi bir çok değerin toplamını oluşturmaktadır.Toplumların kültürleri iç dinamiklerinin oluşumunun bir toplamı olarak da sayılabilir.Her bir tarihsel unsur geçmişte o coğrafyadaki yaşamış kültürlerin günümüzdeki kardeşlik duygusunu ;bu gün de aynı topraklarda yaşamanın vermiş olduğu tarihsel bilincin etkisiyle toprağa bağlılığını ve ortak düşünüşüne kaynaklık eder.

ABD’nin Irak işgaliyle birlikte başlayan yağmalama olaylarını tesadüfi bir sonuçla açıklamak kuşkusuz bilimsel düşünceye yakışmaz. Bilimsel bakış açısı sadece sonuçlardan çok, sebep-sonuç (determinist) ilişkisinin temellendirdiği veriler üzerinden hareket eder.Irak ‘da yaşanan yağmalama ve tarih katliamını da hem yağmacılar açısından hem de İşgalcilerin stratejik bakış açısı yönünden derin anlamları vardır.Emperyalist ülkelerin geçmiş pratiklerine (Doğrudan Sömürgecilik Dönemlerine) baktığımızda işgal edilen sömürgenin ilk kültürel değerlerinin tahrip edilmeye başladığını görmekteyiz. Büyük Maya İmparatorluğunu ortadan kaldıran İspanyolların ilk gelişlerinden sonra Bir Maya yerlisinin şu şiirinin güncelliğini hala korumakta olduğunu görmekteyiz:

Beyazlar Gelince(1)

 

“Ye, ye henüz ekmek varken,

  İç, iç henüz su varken ,

  Gün gelecek kırağı çalacak toprağı

  Her şey yıkılıp gidecek

 Gözler ölüme kapanacak

 Baba, oğul torun asılacaklar aynı ağaca

 Her şey yıkılacak

 Ve halk ormana dağılacak

(Miller-Bailey ve Nasatir,agy

Halklara gerek fiziki gerekse de kültür katliamını dayatan sömürgeciliğin;özünde her şey kar hesabına dayandırılmaktadır.Öncelikle kültürel değerlerin tahribi toplumda yabancılaşma duygusunu yaratmakta, bu da zamanla ulusal bilincin körelerek sömürgeci ruha (Egemen Sömürgeci Anlayışa ) kayıtsız şartsız biatı beraberinde getirmekte.

Kültürel kırımın birkaç boyutundan söz etmek mümkündür. Bunlardan ilki, yüzlerce; belki de binlerce yıldır içinde yaşadıkları ekosistemin yok edilmesi (ormanların yakılması,toprakta tuzlanma vb.) ya da bölgelerinden sürülmeleri /kaçmaları ile toplumsal yapılarında olagelen kırılma ve parçalanmalar ,kültürlerinde bozulmalara yol açmaktaydı. Beyaz sömürgeciler milyonlarca yerliyi öldürür, sürer ya da köleleştirirken, onların bütüncü, kendine yeterli ve öz saygınlık üzerine temellenen benlik kavrayışlarını da yok etmekteydi. (2)

Kendi topraklarının esas sahipleri olan Kızılderilileri soykırıma uğratarak yaşam alanlarına yerleşen uygar(!) Avrupalıların oluşturduğu ABD yeniden sömürgeci yöntemlerle yeni halkları da topraklarındaki Kızılderililerin akıbetine uğratma çabasında.

Kültürüne yabancılaşan bir halk değersizleşme duygusunu en acı şekilde bağrında yeşertir.Tarihsel geçmişine yabancılaşma ,sonuçta egemen otoritenin yüceleştirilmesine ,yenilmezliğine bağlanır ve zamanla o ulusun tarihsel koşullarda tükenişinin yolu açılır.Böyle bir halkın doğaldır ki işgalci güçlere karşı gelmesi söz konusu edilemez. ABD ve İngiltere geçmiş sömürgeci atalarından soykırımlarla öğrendikleri bu acı sonuçları Irak ‘ta uygulama aşamasına geçmekte hiç bir sakınca görmüyor. Hem de medeniyet götürme ,Özgürleştirme bahaneleriyle....

Uygar (!) dünyanın gözleri önünde canlı TV yayınlarında Irak’taki kültür katliamının görünenin gerisindeki bir çok amacı taşıdığını objektif bakan her bilim ve siyaset adamı/kadını rahatlıkla görebilir.Ama bilinçli bir şekilde Basında Manipüle edilmeye çalışılan bu yaklaşımlar zamanla Irak halkının kendi tarihsel değerlerine ,öz gücüne sahip çıkmasıyla boşa çıkartılabilme şansına da sahiptir.

Irakta’ki yağmacılara gelince ;kuşkusuz yıllardır acımasız bir diktatörün baskısı altında yaşayan bir milletin doğaldır ki anlık özgürlüğü (İşgalcilerin bilinçli tanıdığı)tadınca bu hakkını kullanacak sapkın tiplerin olacağı kaçınılmaz bir gerçekliktir.Ama bu yaklaşımları her Iraklıya mal etmek ancak kör gözle(ya da güce kiralanmış bir gözle)bir yaklaşımın ürünü olabilir.Binlerce yıllık Mezopotamya kültürünün ürünlerinin hala yaşatılmaya çalışıldığı bir coğrafyada; işgalci güçlerin tanıdığı onca rahatlığa ve teşvike rağmen ,silahlarıyla yağmacılara karşı direnen büyük çoğunluk ,tarihine sahip çıkmaya çalışan onurlu Irak halkını temsil etmektedir. Asıl onursuzluk binlerce yıllık tarihin ürünü olan eserlerin yağmasına göz yuman işgalci güçlerin kayıtsız rahatlığıdır.

Yağmalanan bir çok eserin yakın zamanlarda ABD ve Avrupa şehirlerinde çıkmaya başlamaları da, yağmanın organize bir şekilde yaptırıldığının ;perde gerisindeki Antika tüccarlarının bir pazar hesabı olacağı bilinmelidir.

Kültür emperyalizminin dönemsel olarak medya aracılığıyla birçok yeni sömürge anlayışına açık ülkede başarılı olma şansına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Fakat yeni dönem artık bu sömürgeciliğin silahların eşliğinde de(Klasik Sömürgecilik) yapılabileceğini göstermekte. Yakın dönem İşgal anlayışının ara verilmiş olan Klasik sömürgeci anlayışın tekrar derin uykusundan uyanma çabaları içerisinde olduğunu göstermekte.

(1)Dünyanın Balkonundaki İsyancılar-Öteki yayınevi-1998-sy:60)

(2)Kızılderili Soykırımı –George Novack-Özgür Üniversite Kitaplığı-Mart 2003-sy:16-Sunuş: Sibel Özbudun)   

 

 
sayfa başına dön