BİR
ZAMANLAR...
Uğur CANKOÇAK
Dostlarım artık
yaşlandığımı söyleyip, sohbetlerde yeri geldikçe anlattığım
anılarımı yazmam gerektiğini durmadan yineliyorlar. Ben de eğer
anılarımı yazmaya başlarsam ölüme biraz daha yaklaşacağımı
sanıp yazmamakta inat ediyorum.
Geçenlerde genç bir dostum
İNADINA’da geçmişe dönük bir bölüm açılırsa ne güzel
olacağını söyleyip beni kandırdı. Bölük pörçük aklıma
gelenleri burada yazacağım. Burası benimle sınırlı değil,
herkese açık.
Haydi
ihtiyarlar, yazın bakalım. Belki yeni kuşaklara bir şeyler
aktarmayı becerebiliriz. . .
Sevgili Atilla Aşut
Fukara Tahir’ le ilgili yazdıklarımı okuduktan sonra ve
herhalde ihtiyarlara yaptığım çağrımla ilgili olsa gerek TÜSTAV
iletişim ağına bir şiirini yollamış.Beni çok duygulandıran
şiiri yayınlıyorum İhtiyarların gözü yaşlı olurmuş
derlerdi meğer doğruymuş...
"YENİŞEHİR'DE
BİR ÖĞLE VAKTİ"
Atilla AŞUT
Sevgi Soysal'ın anısına-
Çınarlar, akasyalar, kestane ağaçları
Dallarına serçeler konardı
Cemreler erken düşerdi
Boşanırdı kırkikindi yağmurları
Atatürk Bulvarı aşk kokardı.
Ne hoştu akşam çıkışları
Ağır bir ırmak gibi akardı insanlar Bulvar' da
Şimdi telaşlı koşuşturmalar almış
O canlı kalabalıkların yerini
Eski tadı yok
Kızılay'da yürümenin.
Ne sevgililerin buluştuğu pastaneler kaldı
Ne eski çay bahçeleri, kahveler, sinemalar
Ne "Yankee Go Home!" çığlıkları duyuluyor
artık
Ne "Kahrolsun ABD Emperyalizmi!"
Günaşırı kırılmıyor camları
Amerikan Haberler Merkezi'nin
Coniler hoşnut yaşamından!
Şerafettin Atalay’ la bir öğle vakti
Turlamıştık Sıhhiye-Bakanlıklar arasında
Başımızda kavak yelleri
İçimizde olmadık hınzırlıklar
Koşturmuştuk peşimizden toplum polislerini
"Fruko" larla köşe kapmaca oynamanın keyfini
çıkararak
O bizim mangal yürekli il başkanımızla.
Sonra evinin önünde öldürdüler onu
Amasya'da hain bir pusuda.
Nerde şimdi aşklarımın ve kavgalarımın başkenti
Sokaklarında kol kola yürüdüğüm güzel insanlar?
O gözü kara sosyalist militanlar
Kaloriferci Abbas, Çöpçü Cemal, Fukara Tahir
Ümran Baran, Şükran Deriş, Ayı Atilla.
Ne kaldı geriye "555 K" günlerinden
Islıkla söylenen türkülerden
68'lilerden?
Ne kaldı söyleyin ne kaldı
Havuzlar, fıskiyeler dışında
Zincire vurulmuş Ankara'da?
Başkent taşkent oluyor da
Kimsenin kılı kıpırdamıyor
Kuşatma altındayız sanki
Yayılıyor karanlığın gölgesi.
Görüyorum zaman zaman
O günlerden arta kalan
Ak saçlı delikanlıları
Yorgun bedenleriyle geçiyorlar Bulvar'dan
Yüreklerinde isyan ateşleri.
Diyorum ki iş başa düştü yine
Sevgi' yi de alıp yanımıza
"Yenişehir'de Bir Öğle Vakti"
Yeniden girelim kol kola
Kırmak için bu zincirleri!
|