15 – 16 HAZİRAN BÜYÜK DİRENİŞ
Kemal NEBİOĞLU
TÜRK-İŞ’in 8. büyük kongresi II
Mayıs 1970 günü ERZURUM’ da yapılıyordu ve dönemin Çalışma Bakanı Eskişehir
Milletvekili Seyfi Öztürk müjdeler veriyordu: DİSK’in çanına ot tıkayacağız.
Gerçekte sadece
DİSK kapatılmayacaktı , onunla birlikte üye sendikaları da kapatılacaktı.Program
TÜRK-İŞ’le birlikte düzenlenmişti. Türk-İş’ li milletvekilleri bu konuda
hakları yenmez , hayli çalışmalar yapmışlardı. Zira bu çalışmanın ön
hazırlıkları TÜRK-İŞ’ te yapılmıştı.
DİSK belalı
bir örgüttü , ele avuca sığmıyor , çok iyi toplu sözleşmeler yaptığı bir
tarafa işçileri uyarıyor , bilinçlendiriyor , sendikal çalışmalara işçilerin
tartışmadan sorunu çözmeye kadar katılmalarını sağlıyordu. Onların deyimi ile
“ ayaklar baş olmuş “ tu. Düzen alt üst , işin içinden çıkabilirsen çık
bakalım idi. İşçi DİSK’e güveniyordu , kendisinden gizli saklı yoktu , hesabı
kitabı ile işçilere açıktı. Tartışmalar gün ışığında yapılıyor ,
karanlıklara bir şey kalmıyordu. Çözüme ulaşma konusunda ise , yasalardan önce
ANAYASA’ ya dayanıyordu.
Yasa
tasarısı HAZİRAN SICAKLARINDA MİLLET MECLİSİ’’ne geldi. Türkiye İşçi Partisi
Milletvekili Lastik-İş Sendikası Başkanı DİSK Genel Başkan Vekili RIZA KUAS
DİSK’i hemen bilgilendirdi. DİSK Yürütme kurulu Olağanüstü toplanarak yasa
taslağını inceledi , konu enine boyuna tartışıldı. Tasarıya karşı durulması
için EYLEM KOMİTESİ KURULMASI KARALAŞTIRILDI.
Komite : DİSK
Genel Başkan Vekili , Gıda- İş Sendikası
Başkanı KEMAL NEBİOĞLU Başkanlığında ; Hilmi GÜNER , Salih ÇETİN , Celal BEYAZ
, Avni ERAKALIN , Mustafa BAŞTAN , Şinasi KAYA’ dan oluştu.
5 Haziran
1970 Cuma günü Eylem Komitesinin ÖNERİLERİ Yönetim Kurulunda okundu :
Özetle
öneriler : Ankara’ya , yasa tasarısı görüşülürken bir heyetin gitmesi ,
uyarılarda bulunulması , Ankara görüşmeleri sonrası sonucun aleyhte olması
durumunda eylemleri duyurmak için 100.000 adet bildiri basılıp dağıtılması , Duvar
afişleri ile bir yerlere yazılar yazılması ve de BİR SAATLİK BİR GENEL GREVİN
ANAYASA DAYANARAK YAPILMASI , ayrıca “ ÇEŞİTLİ DİRENİŞLERE BAŞVURULMASI “
önerilmişti.
Uzun
tartışmalardan sonra öneriler paketi ayrıntıları da saptanarak kabul edildi.
Uyarılar
taşıyan ve randevular isteyen yazılar 9 Haziran günü postaya verildi. Başbakan
SÜLEYMAN DEMİREL’E yazılan mektupta dikkat çeken şu ifadeler vardı :
“
Hükümetinizin sadece işveren Sendikaları Konfederasyonu ile Türk-İş’ in
görüşünü alarak hazırladığı ve Büyük Millet Meclisine sunduğu 274 sayılı
Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Toplu İş sözleşmesi , grev ve lokavt Kanunu
hakkındaki değişiklik tasarıları Anayasa’ ya Milletlerarası 87 ve 98 sayılı
sözleşmelere aykırıdır.”
Mevcut 274 ve
275 sayılı yasalardaki kısıtlamalar dolayısı ile hakların yeteri kadar
savunulamadığı ve bu sebeple de :
“.....adı geçen ilkeler ve haklar
kısıtlanmış olmasından dolayı gün geçmeden yer yer ( FİİLİ DURUM , İŞGAL ,
OTURMA , DİRENME ) ismi ile patlamakta olan olaylar artacak ve kanun değişikliği huzur
getirme yerine , işçileri anarşik bir ortama itme zorunluluğunda bırakmış
olacaktır. “
“ Diğer yandan DİSK’in ikinci bir işçi
konfederasyonu olarak varlığını unutmuş gibi görünürken , DİSK’in
unutulmadığı , Çalışma Bakanının TÜRK-İŞ kongresinde son konuşmasından sonra
anlaşılmış ve bu tasarıların DİSK’i yok etmek için hazırlandığı
öğrenilmiştir. Bu da hükümetinizin partizanca bir tutumundan ileri gelmektedir. “
“ Sonuç olarak
, bu tasarılar Anayasaya ve milletlerarası sözleşmelere aykırıdır. Ve
buna karşı çıkmak , Anayasa uyarınca en
tabii bir haktır. “
Yasa
tasarısının DİSK’in de görüşü alınarak Anayasa’ ya uygun olarak yeniden
Millet Meclisine şevki istendikten sonra :
“.....Aksi
taktirde Anayasa’ da ki direnme haklarımızı kullanacağımızı şimdiden belirtiriz
, Keyfiyet arzolunur. “
denilerek
davranışın ne olacağı açık seçik ortaya konmuştu.
Ancak
İktidar ve yandaşları “dediğim dedik ,
öttürdüğüm düdük “ misali bildiğini okumakta karalı , davranışını ve
kararlılığını sürdürüyordu.
Kemal
TÜRKLER’ in Başkanlığında DİSK Heyeti 10 Haziran Çarşamba günü Ankara’ya
gitti. Giden heyette Kemal NEBİOĞLU , Kemal SÜLKER ( Genel Sekreter ) , Celal BEYAZ (
Yürütme Kurulu üyesi ) , Ehliman TUNCER ( Basın-İş Başkanı ve Disk Yürütme
Kurulu Üyesi ) bulunuyordu.
Heyet üyesi Rıza
KUAS , heyete Ankara’da katıldı.
Başbakan
heyete randevu vermedi. Zorlamamız ise fayda etmedi , zira hususi kalem Müdürünü
aşamadık.
Bülent Ecevit ,
CHP Kurultay’ ına hazırlanıyordu . bize zaman ayırdı . Konuya aşina değildi. Bu
sebeple de millet Meclisinde CHP etkinlik gösteremedi. Ancak BÜLENT ECEVİT , Genel Sekreter yardımcısı ŞEREF BAKŞIK’ a
görev vereceğini ve senatoda engelleme yapacaklarını söyledi.
Milli Birlik
Grubu ile Meclisteki odalarında görüştük. Çok yakın ilgi gösterdiler. Senatoda da
verdikleri sözü tutarak yasa tasarısına karşı tavırları dikkat çekti.
Milli Güvenlik
Kurulu Genel Sekreterliğini Kemal NEBİOĞLU telefonla arayarak randevu istedi. Hukuk
Müşaviri konunun kendilerini ilgilendirmediği için görüşmeye gerek görülmediğini
bildirdi. Telefonu kapadıktan sonra NEBİOĞLU : Pazartesinden sonra konunun kendilerini
ilgilendirdiğini görürler dedi.
O günleri
şöyle bir hatırlarsak , profesörlerin yürüyüşleri , öğrenci işgalleri ,
protestoları , teknik elemanlar , doktor , eczacı hemşire yürüyüşlerinin içinde
çalkalanan bir ülkede DİSK’i de doğrudan doğruya karşılarına almaları ,
iktidarın DİSK’ten ne kadar rahatsız olduğunu göstermesi bakımından dikkat
çekiciydi.
Sermaye
DİSK’ten şikayetçi idi , TÜRK_İŞ şikayetçiydi , İktidar şikayetçi idi .
çözüm tekti ; DİSK’i kapatmak.
Millet
meclisinde yasa tasarısı 450 milletvekilinden 36 huzuru !.. ile kabul edildi. Senato da
geçince iş CUMHURBAŞKANININ ONAYINA KALMIŞTI.
DİSK
yönetim Cumhurbaşkanı Cevdet SUNAY’ dan randevu istemişti. Ankara’dan
İstanbul’a giden DİSK heyetini Cevdet SUNAY’ ın telgrafı karşıladı.
Cumhurbaşkanı ertesi günkü Cumartesiye veriyordu randevuyu. Cumartesi günü ise DİSK
Yönetim Kurulu Üye sendikaların başkanları ile birlikte toplantı yapacaktı.
Ankara’ya
Kemal NEBİOĞLU ile Kemal SÜLKER’ in gitmesine ,
Rıza KUAS’ ın da heyete Ankara’da katılmasına karar verildi.
13 Cumartesi günü
toplanan genişletilmiş yönetim kurulu Ankara temasları hakkında bilgi aldıktan sonra
sorunu tartışarak Eylem Komitesinin önerilerine ayrıntılar getirdi ve bu durumun 14
Haziran PAZAR GÜNÜ MERTER’ deki SENDİKALAR BİNASININ ÜST KAT SALONUNDA İstanbul ve
çevresindeki işyerlerinin baş temsilcileri ile toplantı yapılmasına karar verdi.
DİSK
TABANI İLE SORUNU TARTIŞACAKTI.
CUMHURBAŞKANI’
nın randevusuna giden heyetin sözcülüğünü genel sekreter yaptı. Rıza Kuas
Tasarının 36 milletvekili ile görüşüldüğünü anlattı ve SUNAY’ ın VETO
etmesini istedi. “ BEN NE YAPACAĞIMI BİLİRİM “ yanıtı alındı.
Cumhurbaşkanı,
heyet ayrılırken NEBİOĞLU’na :
-
Sayın NEBİOĞLU ,
İstanbul’ a araba ile giderken , yol kenarlarında bazı gençler beni gördüklerinde
sol yumruklarını yukarı kaldırıyorlar , ne demek istiyorlar diye bir soru sordu.
Soru gerçekten
ilginçti.
CUMHURBAŞKANI
, KANUNU ONAYLADI.
14 HAZİRAN 1970
PAZAR GÜNÜ , MERTER , SENDİKALAR BİNASI SALONU...
Salon
“iğne atsan yere düşmez” deyimindeki gibi dolu. Basın gerekli ilgiyi esirgememiş.
Derin bir sessizlik içindeki salonda geniş kürsüde Genel Başkan Kemal TÜRKLER ortada
iki yanında Genel Başkan Vekilleri KUAS ve NEBİOĞLU , onların yanında Şinasi KAYA
ve Ehliman TUNCER.
DİSK GENEL
Başkanı , MADEN-İŞ Sendikası Genel Başkanı KEMAL TÜRKLER :
“ Arkadaşlar ,
sizlere 274 ve 275 sayılı kanunda yapılan değişiklikler için toplandık...Bu konuda
sizlere Genel Başkan Vekili olan iki arkadaşım ayrı ayrı bilgi verecekler....Ben size
kısaca Ankara ziyaretimiz hakkında bilgi vereceğim.” dedikten sonra konuşmak isteyen
her arkadaşa söz verileceğini önerilerin tartışılacağını bildiren kısa
konuşmasından sonra , Nebioğlu ve Kuas gereken bilgilendirmeyi yaptılar.
Toplantıya
Temsilciler , Sendika yönetim kurulları ile DİSK Yönetim Kurulu , disiplin kurulu ,
denetim kurulu üyeleri katıldı. Akşama kadar süren toplantı coşku ile kararlar
aldı.
Bazı konuşmalar
çok ilginçti. O dönemi yansıttığı , o dönemin işyerlerinden uygulamaların
göstermesi için iki konuşmadan alıntı yapmak gerekli.
“600 işçinin çalıştığı fabrikamızda arkadaşlar arkadaşlar bana git , konuş , bizim adımıza konuş !
Devrimci sendikaya girmeden önce işverenimizin bize yaptıklarını anlat dediler.
Arkadaşlar , DİSK sendikasına girmeden önce Müdürümüz tuvalete giderken
personel müdüründen marka almamızı uyguluyordu. Beş kişilik hela varken , yalnız
iki kişiye tuvalate gitme markası veriliyordu. Kıvransak da altımızı kirletsek de
tuvalete gidemiyorduk. Her gün bozuk kıyma ile pişirilen makarna ve hoşaf veriliyordu.
Fazla mesaiye zorla kalıyorduk. Ama zam farkını vermiyordu. Kardeşlerim daha neler
neler. Ama DİSK sendikasına girdik. Yöneticilerimiz bu bozuk işleri düzelti.
Yemeklerimiz iyileşti , fazla mesailerimizi aldık. Yıllık iznimiz arttırıldı. Hela
sorunu diye bir sorun kalmadı. Yeni yasa tasarısı geriye dönüşü , yani TÜRK_İŞ
diktatörlüğünü getirecekmiş !. Aile namusumuzu korurcasına sendikalarımızın ve
üst kuruluşumuzun varlığını koruyacağız. Yürütme kurulu bizim görüşlerimizi
öğrenerek karar versin. Mitingse miting i grevse grev....”
Bir başka işçi :
“ Haymak’ta Başbakan Demirel’in kardeşi Şevket Demirel’in astığı
astık kestiği kestiktir arkadaşlar. İş kazasına uğrasak , ücretimiz vaktinde
ödenmezse sendika gazetesini cebimize koysak suç işlemiş sayılıyoruz. Hemen devletin
bütün kolluk kuvvetleri fabrikaya dolduruluyor. Verilmeyen ücretimizi istedik diye
suçlu oluyoruz. Yemekler için bir öneri yapsak adımız “komünist”e çıkıyor.”
( Konuşmalar Kemal
SÜLKER’ in TÜRKİYE’Yİ SARSAN 2 UZUN GÜN’ den alınmıştır )
15 HAZİRAN PAZARTESİ GÜNÜ
Cağaloğlu ,
Nuruosmaniye caddesi Alibaba Türbe sokaktaki Sendikalar ( Maden-İş , Lastik-İş ,
Basın-İş sendikaları ) binasında Fabrikalardan gelmiş 30 işçi binanın düzenini
sağlıyordu. Çalışılan memurlara izin verilmişti.DİSK YÜRÜTME KURULU , Rıza KUAS
hariç tam kadro Maden-iŞ Sendikası Genel Başkanlık odasında çalışıyordu.
İlk bilgiler saat
08.15’de geldi. “Fabrikalarda işçiler hazırlanan bildiriyi topluca okuyup
değerlendirmeye almışlardır.” Deniyordu.şalterleri indiren işçiler DİSK’in
bildirisini ya yemekhanede yada fabrika meydanında Baş temsilcinin ağzından dinleyerek
tartışmaya başlamışlardı. Tartışmayı çabuk bitiren fabrikalar , komşu
fabrikaların işçileri ile sorunu görüşmek üzere fabrikalarından toplu olarak
çıkmışlar ve komşu fabrika işçileri ile bir araya gelerek olayı değerlendirmeye
almışlardı. Birinci gün bu değerlendirmeye Türk-İş’e bağlı işyerleri de
katılmıştı.
Bu hareket Kocaeli
Gebze arasındaki fabrikalardan İstanbul’da Kartal , Bakırköy Levent Sağmacılar ,
Eyüp’teki fabrikaları etkilemiş işçiler bildirinin okunmasından sonraki tutumları
komşu fabrikaların işçileri ile birlikte sessiz yürüyüşe dönmüştü. Ellerinde
flamaları olanlar da vardı. Dövizle yürüyenler de.
İktidar her işçi
hareketinin arkasında Türkiye İşçi Partisinin görme alışkanlığından bu hareketi
de ona bağlama yolunu seçmişti. Türk-İş yönetimi şaşkınlık içindeydi.
Ummadıkları bir tepki ile karşılaşmışlardı. Kendi işyerleri de yürüyüşe
katılmada tereddüt etmemişti.
Bir ilginç olayda
yürüyüş kollarında yaşanıyordu. Kadın işçiler başı çekiyorlardı. Bilhassa
ikinci gün askerin duruma müdahale etmesi sonucu sokakları kapatan tankların
üzerinden ilk atlayanlar kadın işçiler oluyordu. Kocaeli İstanbul Yolu Yakacık
mevkiinde trafiğe kapanmıştı. Köprüler polis kontrolü altında idi. Birçok yerde
polis barikatları işçiler tarafından aşılmıştı.
İlk günün bir
önemli yanı da komşu fabrika işçilerinin birbiriyle olan ilişkileri , komşu
olmanın ötesinde kaynaşmaları ve aralarında oluşan dayanışmanın derinliği idi.
Aynı sınıfın insanları , ayrı konfederasyonlara üye olsa da doğru amaç için
birliktelikleri elle tutulacak kadar belirgindi.
15 HAZİRAN
iktidarda , egemen çevrelerde , TÜRK_İŞ’ te büyük tedirginlik yarattı.
Beklemedikleri gelişmeler olmuştu. DİSK BU KADAR GÜÇLÜMÜYDÜ ? Kafalara takılan en
önemli soru bu olmuştu. DİSK YÜRÜTME KURULU Cağaloğlu Alibaba Türbe Sokakta kurulu
Sendikalar binasında çalışmalarını gece saat 1.00’e kadar sürdürdü.
15
HAZİRAN SALI
Fabrikalarına
giden işçiler , kart basmakla yetinip üretime geçmediler. Bugün daha bir
hazırlıklı idiler.dövizler , flamalar ve sloganlar hazırdı. Hedefler dikkatle
seçilmişti. Fabrika yemekhane yada meydanlarında toplanan işçilere Sendika Baş
temsilcisinin kısa uyarı ve konuşmalarından sonra işyerinden yürüyüş kolunda
çıkarak diğer fabrika işçileri ile birleştikten sonra izlenecek yola çıkarak
yürüyüşler başlatıldı.
Slogan ve
dövizlerde : “İŞÇİYİZ , HAKLIYIZ , GÜÇLÜYÜZ , Sendikamızı kapattırmayız ,
BAĞIMSIZ TÜRKİYE , DEMİREL İSTİFA , Hükümet istifa , YAŞASIN DİSK , ölüm var
dönmek yok” vardı. Yolda üretilen sloganlarda ise : ORDU İŞÇİ EL ELE; SENDİKADA ELELE TÜM BASKILAR NAFİLE; ANAYASA İÇİN ELELE ONU TANIMAYAN
HERGELE... Hareket , İstanbul ve Kocaeli’nde başlamıştı. Ancak ANKARA , Sakarya ,
Adana , İzmir’de de on binlerce kişi aynı amaç doğrultusunda aynı yürüyüşleri
illerinde gerçekleştirdiler , fabrikaları durdurdular , DİSK’in bildirisini
alkışlarla okudular.
15
Haziran günü
harekete İstanbul’da kurulu 350 civarında fabrika ve işyerinin katıldığını
dikkate alırsak yürüyüş ve hareketin ihtişamı ortaya çıkar. TOPKAPI da toplanan
işçiler Aksaray yolu ile Cağaloğlu’ na ulaştıklarında yolların tanklarla
kesildiğini gördüler , tankları ilk aşanlar kadın işçiler oldu. ŞİŞLİ ve
LEVENT bölgelerindeki işçilerin hedefi ise Taksim meydanı idi. Yolları polis ve asker
barikatları ile kesilmişti. Gebze Kadıköy bölgesinde ise E-5 karayolunda yürüyen
işçiler Yakacık kesiminde yolu kapadılar. Bir kısım işçi Kadıköy merkezine kadar
inerek gözaltına alınan ve Kadıköy Kaymakamlığına götürülen işçilerin
polislerin elinden almak için binaya girdiler. Daha sonra binanın yakıldığı haberi
DİSK merkezine ulaştı. Haliç’teki iki köprü , GALATA ve UNKAPANI KÖPRÜLERİ
açıldı. Buna rağmen bazı işçilerin kayıklarla karşıya geçmeleri üzerine polis
buna da müdahale ederek engelledi. Yürüyüşü köprülere kadar uzatan işçiler ,
polis ve asker barikatlarından biraz uzakta bekleyişe geçtiler.
İSTANBUL AYAKTAYDI
Halk yer yer
yürüyüşçüleri alkışlayarak teşvik ediyor , destekliyordu. Evlerine kapananların
yanında , çiçek atanların varlığı işçilerin coşku dolu sürekli alkışları ile
karşılanıyordu.
Cağaloğlu Alibaba
türbe Sokaktaki Sendika binasında Yürütme kurulu telefonlarla gelen bilgileri
değerlendiriyor , diğer illerle olan ilintinin kesilmemesine çalışıyordu.
Saat 13.00
sularında Çemberlitaş’ daki DİSK Genel Merkezinden , Alibaba Türbe sokaktaki binada
çalışmalarını sürdüren DİSK Yürütme Kuruluna gelen telefonda , DİSK’te biri
sivil beş subayın görüşmek için bekledikleri bildirildi.
Kemal
TÜRKLER , Kemal NEBİOĞLU , Kemal SÜLKER kendilerini bekleyen heyetle kısa bir
görüşme yaptılar. I. ORDU KOMUTANI KEMALETTİN ATALAY PAŞA , kabul edersek , bizimle
görüşmek istiyordu. Şinasi KAYA’ nın ( Maden –İş Sendikası Genel Başkan
Vekili , Disk Yönetim kurulu üyesi ) kullandığı araba ile yollardaki barikatları
aşa aşa I. Ordu Komutanlığına ,
Harbiye’ye ulaşıldı. Önce Kurmay Başkanının odasında görüşme yapıldı.
Kurmay başkanı bize endişeli görünmedi , görüşme karşılıklı saygı içinde
gelişti. Kadıköy’de olayların olduğunu belirtmesine rağmen esas bilgilerin Komutan
tarafından verilebileceğini belirten Kurmay başkanı Orgeneral Kemalettin Atalay’ın
helikopterle Gezbe-Kartal-Kadıköy’deki olayları havadan inceleyeceğini bildirdi.
Bizde
Yürütme Kurulunda I. Ordu Komutanın bizimle görüşme isteminde bulunmasını arabada
değerlendirmeye çalıştık. Hepimiz sıkı yönetimin yakın olduğu , belki de ,
kararın hükümetçe alındığı konusunda hem fikir olmuştuk.
Kemalettin
Atalay Paşa ile karşılaştığımızda ilk sözü , “ YAPTIĞINIZI BEĞENDİNİZ Mİ
? “ oldu. “ Karışıklıklarda çok ölü ve yaralı var. “ Kemal TÜRKLER komutan
sözünü bitirirken hemen cevap vermişti : “ Sorumlusu Adalet Partisi iktidarıdır
, anayasayı çiğnemekte sakınca görmeyen Demirel iktidarıdır.”
Kemal SÜLKER
( DİSK Genel Sekreteri ) işçi direnişinin , anayasaya ve onun getirdiği ilkelere
özürlüklere sahip çıkmak olduğunu bunun bir gün Anayasa Mahkemesi kararı ile
saptanacağını anlatmaya çalıştı.
Kemal
NEBİOĞLU ise , 450 kişilik millet meclisinde 36 milletvekili ile yasanın
çıkarıldığını belirtmesine , Ordu Komutanı “ OLABİLİR , SİZDE İSTERSENİZ
ANAYASA MAHKEMESİME BAŞVURABİLİR YASAYI İPTAL ETTİRİRSİNİZ” dedi. Kemalettin
Atalay’ ın Anayasa Mahkemesine dava açma yetkisini mahkemelerle , mecliste
milletvekili bulunan partilere ait olduğunu bilmediğini görünce şaşırmıştık. I.
Ordu Komutanı son söz olarak , “Yetkim olsa sizi tutuklattırırdım” olmuştu.
Dönüş
yolunda Unkapanı Köprüsünde polis barikatından geçmek istediğimiz vakit kim
olduğumuzu söylediğimizde , POLİS İÇİŞLERİ BAKANI HALDUN MENTEŞEOĞLU’NUN
vilayette bizi beklediği bilgisini verdi. Ve biz eskort ( ! ) eşliğinde vilayet
binasına vardık. Rıza KUAS’ da orada bize katıldı.
40 dk. bir odada
bekletildik. Bu bekletmenin hep hayırlı bir bekleme olmadığını , bizi tutuklatmak
için mahkemeden karar bekliyor olabileceklerini söyleyerek oradan ayrılmamız
gerektiğini belirtmem üzerine Kemal TÜRKLER , “ Hususi kalem müdürü ile
görüş gittiğimizi bildir.” dedi.
Hususi Kalem Müdürü , bir dakika müsaade isteyip toplantı odasına girmesi ile
çıkması bir oldu “ sizleri İçişleri Bakanı bekliyor , buyurun” dedi.
İçişleri
Bakanı , Vali , Jandarma Komutanı , Emniyet müdürü , Bölge Çalışma Müdürü ve
bir sürü zevatla dolu odaya alındık. Soluk almamıza olanak verilmeden Bakan
suçlamaları birbiri peşine sıraladı.
Bakan elinden
oyuncağı alınan bir çocuk kadar sinirli idi. “ Bu yaptığımız ihtilal
provasıdır. Buna hakkınız yok. Ama cezanızı göreceksiniz.”
İlk cevabı ben
verdim. Cezamız ne ise ona razıyız. Ancak onlarında Anayasa’ ya aykırı yasa
çıkardıklarını , bunu Anayasa Mahkemesi’nin iptal edeceğini söyledim.
Bir ara Kemal
TÜRKLER VE SÜLKER ile tartıştılar. Toplantı odasında herkes tedirgin ve dikkatle
tartışmaları izliyordu.
Benim “ BİZ GİDELİM” ikazımla hepimiz ayağı kalktık ve selamsız girdiğimiz
odadan selamsız çıktık.
Basın mensupları
etrafımızı Valilik Binasının önünde çevirdiler. Onlarca insanın öldürülmesi
sözleri ile kafalar oldukça karışmıştı. İstanbul Radyosuna mikrofonunu Kemal
TÜRKLER burnunun ucunda gördü.
Kemal TÜRKLER daha
sonraları çok eleştirilen beyanatı orada verdi. Hazırlıksızdı , beyanattan sadece
Kemal TÜRKLER eleştirilmemeliydi. O konuşmayı Yürütme Kurulu olarak bizlerde
onayladık. Bu bir geri adım ise DİSK Yürütme Kurulu Üyeleri olarak birlikte attık.
Sorumlusu sadece TÜRKLER değil. Onu taşımaya o gün gücümüz yetiyordu. Bugün ise
sanırım ben tek başıma taşımaktayım , yüksünmüyorum.
“İşçi
kardeşlerime hitap etmek istiyorum , aracı olmanızı rica ederim. Evet , başlıyorum :
“İşçi
kardeşlerim ! İşçi sınıfının bilinçli temsilcileri !. Sizlere sesleniyorum. Beni
iyi dinleyiniz. Anayasal haklarınız için direndiniz. Direniyorsunuz. Anayasamız , her
türlü toplantı ve yürüyüşlerin silahsız ve saldırısız olacvağını emreder.
Bizler Anayasa’ya sımsıkı bağlı işçiler olduğumuzdan , hiçbir hareketimiz
Anayasa’ya aykırı olamaz. Ne var ki , bizim aramıza çeşitli maksatlar güden
kişiler , çeşitli kılıklara bürünerek girebilirler. Hatta , kötüsü ,
gözbebeğimiz şerefli Türk ordusunun bir mensubuna kötü maksatla taş atabilir ,
tahrikler yapabilirler. DİSK Genel Başkanı olarak sizi uyarıyorum.” *
Orada Vilayet
Konağı bahçesinde gazetecilerden arındıktan sonra arkadaşlara “Bu gece evlerinizde
kalmayın , öyle sanıyorum hepimizi toplamak isteyecekler” dedim. İkazım fayda
etmedi , arkadaşlarımız sabah karanlığında evlerinden bir bir alındı. Vilayet
binasından Alibaba Türbe sokakdaki binamıza gidince DİSK’in ve Sendikaların polis
tarafından arandığı bildirildi. Ben Cağaloğlu Nuruosmaniye cad. 5 numaradaki
Gıda-İş Sendikamıza gittiğimde kalabalık bir polis ekibinin arama yaptığını
gördüm. Şeflerine ne aradıklarını sordum. “ SİLAH” dedi. “ Bana söylesenize
, size silahlarımızın yerini göstereyim. “ dedim. Başkanlık sandalyesinin
arkasındaki kütüphanenin alt dolap kapaklarını açarak kolumu dolaba sokup
içindekileri dışarı çektim. Avuç içi kadar küçük kitapçıklar döküldü. Beyaz
krome kapaklı “ ASPiRİN” diye adlandırdığımız
61 anayasasının binlercesi döküldü. “İŞTE BİZİM SİLAHIMIZ”.
Ertesi gün göz
altına alınanlar 3 ay Askeri Ceza Evinde tutuklu kaldılar. Askeri Savcı Hakkı ERKAN ,
“ Haklı isyana teşvik ve tahrik ile ahaliyi birbirine kırdırma” suçlamasında
bulundu.
Dava 1984
yılına kadar sürdü ve beraat ile sonuçlandı.
Türkiye
İşçi Partisi , ardından Cumhuriyet Halk Partisi yasanın iptali için Anayasa
Mahkemesine başvurdular. Yasanın bir çok maddesi iptal edildi. Anayasa Mahkemesi ( E.
Sayı: 1980/48 , k. Sayı : I / 72/3 , Karar tarihi , 8-9 Şubat 1972 ) kararı ile Kanunu
kabul edenlere , ve o yasayı savunanlara esaslı bir ders verildi , ama dersten anlayan
biraz beri gelsin denir ya , gelen yok.
İKİ UZUN
GÜN BİZE NE VERDİ ?
Türkiye
İşçi Sınıfının-Sendikalarının ilk siyasal mücadelesi birçoklarımızın
gözünü açtı. İşçi sınıfından umudunu yitirenlere güzel bir ders verdi.
İşçiler güven duydukları ve kendilerinin de oluşuma katıldıkları kararları
nasıl içtenlikle desteklediklerini o yolda amaca ulaşmak için bir çok şeyi feda
edebileceklerinin ortaya koydular.
DİSK ve
Üyesi İşçiler ve yandaşları ANAYASA , 1961 Anayasasına sahip çıktılar. Bunun
için oldukça büyük bir bedel ödediler.
DİSK bu
eylemi ile bir kez kanıtladı ki kitlelerin güvenini kazanan yönetimin , ilkelerinden
sapmadığı sürede, kitlelerle olan ilişkisi , alışverişi devam ettiği sürede
,birlikte çok , pek çok engel aşılabilir. Bundan dolayı gelecek rahatsızlıklar ,
hatta belalar karşısında yüksünme olmaz. Ki 1976 DGM Direnişlerinde bu açıkça
görüldü. 6 gün süren genel grev sonucunda 20.000 işçi işten çıkarıldı. Bu
gerçek elle tutulur şekilde görüldü.
Bir diğer
örnek eylem 20 Mart “ faşizme İHTAR EYLEMİ ” dir. 16 Mart günü Beyazıt
Üniversitesi, çıkışında öğrencilerin öldürülmesi üzerine 20 mart Cuma günü
uygulamaya koyduğumuz iki saatlik genel greve işçilerin katılımındaki yoğunluk bu
güvenin elle tutulan örneklerinden biridir.
15-16 Haziranı 7
sayfaya sığdırmak ne doğru ne de mümkün. Olayı inceden inceye , iğneden ipliğe
kadar araştırmak , tartışmak gerekir. Bir büyük olayın bilimsel olarak ele
alınması gerekir. Bunun da zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.
*Kemal
TÜRKLER’in çok eleştirilen radyo beyanatı ( Kemal SÜLKER’in “ TÜRKİYE’Yİ
SARSAN 2 UZUN GÜN ” adlı kitabından alınmıştır.)
|